DERVİŞ VE KOCASU
Derviş, birkaç aydır kendisine uğrayan, öğrenme konusunda istekli ve gayretli 15-16 yaşlarındaki dostunu da alarak Kocasu’yun
başına gitmeye karar verdi. Koca su ilçeye 25- 30 km mesafeden çıkan ilçenin
yakınlarından geçen büyükçe bir çaydı. İlçeye 15 km uzaklıktaki barajdan ise
ilçenin şebeke suyu sağlanıyordu.

Derviş, dostunun omuzundan tutarak. “Ne dersin bu suda
yüzülür mü?” dedi.
-Peki elbise yıkanır mı?
“Tabi ki” dedi genç.
-Peki bu sudan içilir mi?
“Pek mecbur kalmadıkça içmem dedi “genç. “Çünkü hayvanlar
gelip su içiyorlar, üstü açık büyük bir su birikintisi içine yabancı maddeler
karışmış olabilir.” Dedi.
“Tamam öyleyse gidelim” dedi derviş. Arabaya binip uzaklaştılar.
Biraz ileride arıtma tesisini gösterdi gence.” Burada barajdan gelen sular kum
havuzlarından geçirilip temizleniyor. Mikroplara karşı da klorlanıyor ve
ilçenin şebeke suyu buradan sağlanıyor.” dedi. Devam ettiler.
İlçeye yakın bir yerde arabadan inip. Yürümeye başladılar.
Burada suyun rengi ve kokusu değişmeye başlamıştı. İlçenin atık suları
buralardan nehre atılıyordu.
“Ne dersin dostum” dedi derviş. “Bu su içilir mi?”
“Kesinlikle içilmez” dedi genç.
-Peki bu suda yıkanılır mı?
“Bu suda yıkanan bence daha da kirlenir” dedi genç.
İlçenin alt tarafına geldiklerinde suyun rengi ve kokusu iyice
değişmiş. Ayrıca suya kendini bilmez kişilerin attığı çocuk bezleri gibi şeyler
de görüntüyü epeyce bozmuştu.
Genç, dervişin ne diyeceğini tahmin etmişçesine.

“Abi bi şey daha söyleyeyim “dedi genç. “Bu suyun
yakınlarında uzun süre kalmak da kişiye zarar verir bence.”
“Aferin” dedi derviş gence bakarak, ve devam etti.
"İnsan doğduğunda suyun başındaki su kadar temizdir.
Hayatı boyunca yaptığı hatalar, yanlışlar, günahlar o suya karışan ve suyu
kirleten şeyler gibidir.
Şimdi , gezdiğimiz yerleri düşün. suyun çıktığı yerdeki
suyu, barajdaki suyu, ilçenin başındaki suyu, ilçenin altındaki suyu düşün. Ve
sana anlatmak istediklerimi kavramaya çalış."
Biraz düşünen genç “ buldum galiba” dedi.” İnsan fıtraten
temiz yaratılıyor çıkan su gibi. Fıtratı bozulmamış kişiler çevresine yararlı
oluyorlar her yönden.
Barajdaki suya gelince, fıtratı bozulmamış ama biraz yabancı
maddeler karışmış. Bundan istifade edilir ama dikkatli ve nerede kullanacağını
bilmek gerekir.
İlçenin altındaki kirli suya gelince, Bunu fıtratı bozulmuş
kişilere benzetiyorum. Yabancı maddeler o kadar çok ki adeta suyun yapısı
bozulmuş. Ayrıca sivri sineklerin üreme merkezi olmuş gibi. Bu tür kişiler
çevreye zararlı hale gelebiliyor. Bu tür kişilerle beraber olanlar onlardan her
türlü zararı görebilirler. Hatta yakınlarındakiler de olumsuz etkilenebilirler.
En iyisi onlardan mümkün mertebe uzak durmak.” Diye anlattı.
“Çok güzel açıkladın” derviş. Sonra ilave etti.
-Sana gösterdiğim arıtma tesisinde yapılan işlemi de tevbe
ve istiğfara benzetebiliriz.
“Harika” dedi genç.” Öyleyse bize düşen bizi kirletecek
kirlerden (günahlardan) uzak durmak, Bilerek veya bilmeyerek kir bulaşmışsa pişman olup tevbe etmek.”
Arabaya binip konuşmadan gencin evine kadar gittiler. Genç tam inecekken derviş dedi ki: “Bak dostum! dinimizin
gayelerinden birisi de suyun çıktığı gibi tertemiz denize ulaşmasıdır. Denize
ulaşmasa da gideceği yere tertemiz ulaşmasıdır.
Genç teşekkür ederek arabadan indi. Dervişin son olarak
söyledikleri üzerinde düşündü. Onun vermek
istediği mesajı anladığını hissetti ve mutlu oldu.
Genç , o gün yaşadıklarını baştan sona kadar tekrar düşündü.
Çok şey öğrendiğini hissetti. Allah
Teala’ya hamd etti dervişe teşekkür etti kendi işiteceği bir sesle.
Yattığında, suyun çıktığı yeri, yanında gülümseyen bir
bebekle birlikte hayal etti. İyice kirlenmiş suyun yanında ise,yüzündeki nur-u ilahi
kaybolmuş, vicdansız, ırz düşmanlığı dahil bir çok pisliğe bulaşmış bir kişiyi hayal ediyordu.
KİM BU DERVİŞ?
http://www.aliuslu.net/2017/11/tefekkur-hikayeleri.html
KİM BU DERVİŞ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme