
Bayramlar
çocuklar için yeni giysiler alınması, sevinç, ziyaret, gezme, yeni akrabalarla
tanışma, görmediği akrabalarını görme, köyüne gitme, kabir ziyareti, el öpme,
Bayram namazı için camiye gitme, en önemlisi de harçlık toplama olarak algılanıyor.
Daha da
önemlisi çocuklar akrabalarının kendilerine verdiği değeri, hediye veya para ile
özdeşleştiriyorlar.

Çocuklar
isim vererek bazı yakınlarının cimriliğinden bahsedince ben farklı bakış
açıları kazandırmak maksadıyla,
“Evladım!
belki maddi durumu müsait değildir, veya o anda durumu müsait değildir”
dediğimde onu da fark edip durumu zayıf olanların az miktardaki hediyelerinden
de mutlu olduklarını fakat maddi durumu iyi olanların az para vermeleri
durumunda bunu farklı yorumladıklarını tesbit ettim.
Kızımın
küçüklüğünde bir bayram günü kendisine yakın gördüğü bir akrabamız için:
-Baba (falanca….)
beni sevmiyor mu? Bayramlarda hiç para vermiyor. Dediğini, Soruya cevap
veremediğimi hemen mevzuyu
değiştirdiğimi hatırlıyorum.
Onlara
verdiğimiz para ve hediye hem onların bize olan sevgi ve saygısını hem de
kültürümüze bağlılığını artırır.
Çocukları
sevindirdiğimizde Cenab-ı Hakk ta ,
Dünya ve Ahirette bizi sevindirir.
Unutmadan
bir tesbitimi daha yazayım. Bazı çocuklar da dedelerinin torunları arasındaki
ayırımından şikayetçiydiler.
Bana
anlattığına göre dedesi bunlara on
veriyorsa diğer oğlunun çocuklarına daha fazla veriyormuş çocuklar bundan da
rahatsızlardı. Yani kendisine verilenin azlığından değil torunlar arasındaki
ayırımdan şikayetçiydiler.
Peygamber
efendimiz, Cimrilikten Allah’a sığınmıştır. Biz de cimri olmayıp cimri olmaktan Allah’a sığınalım.
“Cömert
kişi, Allah’a yakındır, insanlara yakındır, Cennete yakındır, Cehennemden
uzaktır.Cimri ise
Allah’tan uzaktır, insanlardan uzaktır, Cennetten uzaktır, Cehenneme yakındır…”(Tirmizi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder