DERVİŞ'E GÖRE YAPILMASI GEREKEN İLK FAALİYET
DALGINLIKLARIMLA İMTİHANIM
Fakat en az on metre uzaklaşmış durumda. Geriye dönüp koşturup selamı almak garip geliyor. "Aleyküm selam" diyerek yoluma devam ediyorum. Giderken zihnimi bu durum meşgul ediyor. Acaba hoca bu durumu yanlış anlayıp kırılmış mıdır? vs. Git gide bu durumdan rahatsız oluyorum. Dönüp durumu telafi etmek istiyorum, bu sefer dönsem bile bulamama ihtimalim var.(Hem epey uzaklaştık hem de hava çok sıcak) O zamanlar cep telefonları da yok. Gördüğümde durumu izah ederim diyorum. Hocayı göremeden yaz tatili geliyor Tavşanlı'ya dönüyorum.
Belki, bu gibi durumlarla karşılaşıp bizden beklediği ilgiyi görememiş, tebessümüne, selamına, karşılık bulamamış tanıdıklarımız hatta dostlarımız olabilir. Belki bu sebeple kırılmış olanlar da olabilir.
Bu durumun kasıtlı olmadığını, dalgınlığımın veya yoğunluğumun bir neticesi olduğunu bilmelerini isterim. Böyle bir durumla kaşılaşanlar haber verirlerse gidip özür de dileriz.
Hatası olmayan sadece O'dur. O'na emanet olunuz.
27-05-2020 Ali USLU - TAVŞANLI
ORUÇLARINI TAM TUTAN ÇOCUK
Bayram namazından sonra, çocuk, dervişin
ve annesinin ellerini öptü. Derviş, önceden hazırladığı en yeni parayı çocuğuna
verirken yanaklarını öperek O'na dua etti.
Sonra hep birlikte kahvaltıya oturdular
ve tatlı bir sohbet eşliğinde kahvaltılarını yaptılar.
Derviş, oğluna dönerek "Bu sene ilk
kez oruçlarının tamamını tutabildin galiba" deyince;
Çocuğun gözleri birden parlayıverdi ve
bir şeyleri başarmış olmanın gururuyla, "evet" anlamında başını
salladı.
Çocuğunu tebrik edip O'nu övücü sözler
söyledikten sonra sordu:
-Oruç tutarken zorlandığın oldu mu?
-İlk başlarda baya bi zorlandım. Epey
acıktım, susadım, dermansız kaldım, fakat birkaç gün sonra vücudum bu duruma alışınca
pek zorlanmadım artık.
Yalnız arkadaşlarımla koşturduğum bir
gün susuzluğum hat safhaya çıktı. Hatta oruç olan arkadaşlardan biri
dayanamıyorum diyerek su içti. Ama ben sabrettim.
Derviş, çocuğunun omzuma elini
koyarak," İnsan çok dayanıklı bir varlıktır evlat. Yeter ki kararlı olsun
ve başaracağına inansın" dedi ve devam etti.
-Biliyor musun yavrum, oruç tutarken,
zorluklar karşısında gösterdiğin her sabır, her direnç, senin iradeni daha da
kuvvetlendirdi. Adeta irade güçlendirme egzersizleri yapmış gibi oldun. Bundan
sonra zorluklarla daha iyi mücadele edebileceğine inanıyorum.
Bu sözler çocuğun çok hoşuna gitmişti.
Derviş, konuşmasına devam etti:
- Bak evladım! "fırsatlar bulutlar
gibidir" demiş büyüklerimiz. Yani her zaman ele geçmezler. Ramazanlar
hayatımızın önemli fırsatlarıdır. Bu yıl da bu fırsatı bazıları
değerlendirdiler. Bazıları fırsatı kaçırdılar.
Sonra çocuğuna tekrar sordu:
-Oruç tutarken zorlandığın zamanların
etkisi var mı hala?
Çocuk:
-Hayır baba, hiç bir etkisi yok. Hatta
öyle bir olay olup olmadığı konusunda neredeyse tereddüt içerisindeyim.
-Evet evladım aynen dediğin gibidir.
Geçen şeylerin çoğu maddi anlamdaki etkisini hemen yitirirler. İnsanlar,
yaşadığı olayların bazılarını rüya görmüş gibi hatırlarlar ancak.
Bir süre susarak devam etti.
-Bu Ramazanda da, oruç tutanlar olduğu
gibi tutmayanlar da oldu değil mi?
Şimdi düşün bakalım evladım!
Oruçlarını tutanlar maddi olarak neler
kaybettiler? Manevi olarak neler kazandılar?
Basit bahanelerle oruçlarını
tutmayanlar, maddi olarak neler kazandılar? Manevi olarak neler kaybettiler?
Sonra odasına geçmek için müsaade istedi
çocuğundan.
Babası gittiğinde çocuğun zihni uzun
süre babasının son cümleleriyle meşgul oldu.
DİN MAKYAJI

İNSANLAR BİR YÖNÜYLE MEYVELERE BENZERLER...

"Nasıl, lezzetli mi?" diye sordu.
Evden bir kilim getirmesi için hanımına seslendi derviş.
Hanımı ve çocuğuyla birlikte oturdular elma ağacının altına.
Olgunlaşmış dalından düşmemiş elmalar olgun müminlere benzerler. Tadı hoştur, kokusu, görüntüsü hoştur. Yemesi hoştur, kolayca boğazdan geçer. O elma, yiyenlere nasıl ki fayda sağlıyor gıda ve şifa oluyor; Olgun mümin de öyledir. Çevresine her yönden faydası dokunur.

Sonra:
"Bunlar da fıtratı bozulmuş kişilere benzer. Bu gördüğün elmanın yapısı bozulmuş, kokusu kötü, görüntüsü kötü, tadı tamamen berbattır.

"Evet baba küçük sinekler var etrafında hem de sayılamayacak kadar çoklar..." dedi çocuk.
"Evladım işte fıtratı bozuk kimselerin etrafı da böyledir sanki olumsuzlukların merkezi gibidirler. Aman onlardan uzak durasın...
Sonra müsaade isteyip kalktı, daldan bir elma kopardı. Çocuğun duyacağı şekilde
"Odun halindeki dalların ucundan bizlere rızık gönderen Rabbimize hamdolsun.
"Tatsız topraktan, çamurdan bize tatlı, güzel rızıklar çıkaran Allah'ımıza hamdolsun" dedi. Yandaki musluktan yıkayıp" Bismillahirrahmanirrahim" diyerek ısırdı ve evine yöneldi.
Derviş eve girdiğinde çocuğun zihninde, babasının anlattığı şeyler vardı. Hala onlar üzerine düşünüyordu.
İNFAK ÜZERİNE
3-Yaptığımız yardımları başa kakmak.
MANŞET!
ÖĞRENCİME HAYAT DERSLERİNDEN
Sevgili öğrencim ve değerli kardeşim Abdullah, Daha önce talep ettiğin HAYAT DERSLERİ ne bir tane daha ilave ediyorum. Kardeşim, olayl...